Korneanın oksijen ve besin ihtiyaçlarının karşılanması ile net bir görüş için göz yüzeyine gözyaşı salgılanmasına ihtiyaç vardır. Bu nedenle düzenli olarak göz yüzeyine salgılanan gözyaşı, ince kanallar ile toplanarak gözyaşı kesesi ve gözyaşı kanalı üzerinden düzenli olarak burun boşluğuna akıtılmaktadır.

Yeni doğan bebeklerin, %30’unda gözyaşı kanalı henüz açık değildir. Fakat hayatın ilk ayında genellikle belirgin bir gözyaşı salgısı olmadığı için bu süre zarfında bebekte belirgin göz sulanması görülmez. 1. ayın sonunda, bu oran %10’a düşmektedir. Gözyaşı kanalının açılmadığı bu bebeklerde, birinci ayın sonundan itibaren, artan gözyaşı salgısına bağlı olarak, gözlerde çapaklanma ve sulanma fark edilmeye başlanır.

Göz sulanması şikâyeti olan bebeklerde akılda tutulması gereken en önemli ayırıcı tanı, doğuştan göz tansiyonu bulunan olgulardır. Bu tür olgularda görülen sulanma ve ışık rahatsızlığı, bebeklerde görülen göz tansiyonunun gözyaşı kanalı tıkanıklığı ile karışmasına neden olmaktadır. Bu nedenle, gözlerinde sulanma olan bebeklerin zaman geçirilmeden bir göz hekimine başvurmalarında fayda vardır.

Gözyaşı kanalı tıkanıklığı bulunan olguların %90’ında, birinci yılın sonuna kadar, herhangi bir müdahaleye gerek kalmadan kanal kendiliğinden açılmaktadır. Bu nedenle, gözyaşı kanalı tıkalı olan bebeklerin cerrahi müdahaleleri genellikle 1 yaşına kadar ertelenmektedir. Bunun bir istisnası, sık tekrarlayan, ağır gözyaşı kesesi iltihabı geçirilmesidir. Bu tür olgularda, müdahale daha erken sürede (bebek 6 aylık olunca) uygulanabilir.

Kanalın kendiliğinden açılmasını beklerken, gözyaşı kesesi bölgesine baskı ve masaj yapmak iyileşme sürecini hızlandıracaktır. Masaj sayesinde, gözyaşı kesesi içerisindeki basınç artmakta ve bu sayede genellikle kanalın kapalı olan alt ucundaki tıkanıklık açılmaktadır. Bu uygulama, ayrıca kese içerisinde biriken göz yaşını da düzenli olarak boşaltacağı için enfeksiyon riskini de azaltacaktır. Masajın etkili olabilmesi için, gözyaşı kesesi üzerinde doğru noktaya uygulanması gereklidir. Burun yan kemiği üzerine yapılacak masajın hiçbir etkisi yoktur. Masajı yaparken, göz ile burunun birleştiği noktada bulunan göz pınarının üzerine, yumuşak noktaya baskı uygulamak gereklidir. Aksi takdirde bu masajın gözyaşı kesesi üzerinde bir etkisi olmayacaktır.

Müdahale gereken olgularda ise, maske anestezisi altında, kanal içine sondalama yapılmaktadır. Bu durumda, anne – babalar genellikle çocuklarına müdahale edilmesinden korkmaktadırlar. Fakat bu müdahale göz açısından oldukça risksiz ve başarı şansı tecrübeli ellerde çok yüksektir. Bu işlem esnasında uygulanan anestezi miktarı da çok düşük dozlarda olduğu için anestezinin riski yok denebilecek kadar azdır. Bunlara ek olarak, bu müdahalenin geciktirilmesi, başarı şansını da azaltmaktadır. Bu nedenler ile kanalın kendiliğinden açılmayacağı düşünülen olgularda, kanal içine sondalama işleminin geciktirilmeden yapılmasında fayda vardır.

Sondalama ile başarı şansı %90’ın üzerindedir. Bu uygulamaya rağmen başarılı olunamayan olgularda ise, gözyaşı kanalına bir silikon tüp takılarak kanalın açık kalması sağlanabilir. Silikon tüp kanal içinde genellikle 3-6 ay süre ile bırakılmaktadır. Tüpün yerleştirilmesi sırasında kanal içinin balon ile genişletilmesi de başarı şansını oldukça arttırmaktadır. Günümüz teknolojisi ile bu tür uygulamalar artık kolaylıkla yapılabilmektedir. Bu tür uygulamaların neticesinde, günümüzde bebeklerdeki göz sulanması problemi genellikle yüksek başarı oranları ile tedavi edilebilmektedir.

 

Prof. Dr. Ümit Beden

Göz Hastalıkları Uzmanı

Oküloplastik ve Orbital Cerrahi

www.umitbeden.com