Glokom hastalığı gözün içindeki bir yangına benzetilebilir. Tedavinin amacı yangını söndürmektir. Fakat bu sağlandığında sadece henüz yanmamış olan dokuların kurtarabileceği unutulmamalıdır.

Yani glokom tedavisi kaybedilmiş görmeyi geri kazandırmaz. Sadece hastalığın ilerlemesini durdurur.

Bu nedenlerle tedaviye ne kadar erken başlanırsa o kadar çok fayda sağlamak mümkün olacaktır. Glokom tanısındaki erken teşhisin öneminin esas nedeni budur.

Göz tansiyonu (Glokom) tedavisinde esas unsur göz tansiyonunun düşürülmesidir. Bu şekilde görme kaybının önüne geçilir. Göz tansiyonunu düşürmenin ise farklı yolları mevcuttur. Bunlar sırası ile damla tedavisi, lazer tedavisi ve cerrahi tedavidir. Ayrıca göz tansiyonunuzun yükselmesine veya görme kaybının ilerlemesine neden olan diğer hastalıklarınızın da tedavisi gerekebilir.

Göz içi basıncının hangi seviyede olması gerektiği her hasta için farklıdır.

Her hastanın gözü aynı değildir. Glokom hastalığının hangi evrede olduğu, hastanın yaşı, korneanın kalınlığı gibi etkenler her hasta için farklı bir göz içi basıncının hedeflenmesine neden olur. Genellikle sağlıklı gözler daha yüksek göz içi basınçlarını tolere ederler. Bunun yanında görme sinirinde hasarın belirgin olduğu hastalarda ise daha düşük göz içi basınçlarının sağlanması gereklidir.

Normal şartlarda sağlıklı insanlarda ortalama göz içi basıncı 16mmHg civarındadır. Glokom hastalığının ileri evrede olmadığı olgularda göz içi basıncının 16-18 mmHg civarında tutulması yeterli olacaktır. Görme sinirindeki hasarın belirgin-ileri olduğu olgularda ise göz içi basıncının 10 mmHg’ya kadar düşürülmesi gerekebilir. Bunun yanında, görme kaybının ilerlemediği göz içi basıncının elde edilmesi tedavinin esas hedefidir. Bu nedenle tedavi ve takip esnasında göz içi basınç ölçümlerine ilave olarak düzenli aralıklarla görme alanı muayenesi ve optik sinir (görme siniri) testlerinin yinelenmesi gereklidir. Ancak bu sayede görme kaybının durduğu tespit edilebilir. Göz içi basıncının düşük olduğu fakat görme kaybının halen devam ettiği hastalarda hedeflenen göz içi basıncı tekrar gözden geçirilmelidir.

Glokom tanısı aldıysanız normal yaşantınıza devam edebilirsiniz.

Göz muayenelerinizi aksatmadıkça genellikle günlük hayatınız etkilenmez. Bununla birlikte, glokom tanısı aldıysanız hayatınızda birkaç değişiklik yapmanız faydalı olacaktır.

Bazı aktivitelerin göz içi basıncını arttırdığı bilinmektedir. Bu aktiviteler arasında nefesli çalgı çalmak, ağırlık kaldırmak, vücut geliştirme egzersizleri, yoga yapmak ve baş aşağı vücut pozisyonu almak sayılabilir. Bu nedenle glokom tanısı almış iseniz bu tür aktivitelerden uzak durmak gözünüz için koruyucu olacaktır. Ayrıca glokom nedeni ile belirgin görme kaybı gelişmiş olan olguların günlük aktivitelerini kaza ve tehlikelerden uzak tutacak şekilde yeniden düzenlemeleri faydalı olacaktır.

Fiziksel sağlığınız kadar ruhsal sağlığınızın da önemli olduğunu unutmamalısınız. Bu nedenle hastalık ile ilgili tüm tedirginliklerinizi, korkularınızı, duygularınızı ve merak ettiklerinizi çevrenizdekilerle, doktorunuzla ve mümkün ise diğer glokom hastaları ile paylaşınız. Bu tür paylaşımlar kendinizi daha güvende hissetmenizi sağlayabilecek önemli bir unsurdur.

Göz içi basıncının başarılı bir şekilde düşürülmesi genellikle görme kaybını durdurmaktadır.

Glokom hastalığında, etkin ilaç tedavisinin düzenli olarak kullanılması ve periyodik muayenelerinin aksatılmaması durumunda körlük gelişmesi beklenmemelidir. Bu nedenle körlük riskinin ortadan kaldırılması büyük oranda sizin tedavi ve takiplere uyumunuza bağlıdır.

Glokomun tedavisi esas olarak damlalar ile yürütülmektedir.

Bunun yanında sağlığınızın bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiği unutulmamalıdır. Örneğin fazla kilolardan kurtulmak, düzenli aerobik egzersiz (yürüyüş gibi) yapmak, sigara kullanıyorsanız bırakmak ve hipertansiyon-şeker gibi hastalıklarınızı tedavi ettirmek tüm vücudunuzdakikandolaşımını ve dolayısı ile optik sinirin (görme sinirinin) beslenmesini iyi yönde etkileyecektir. Bu konuda özellikle hipertansiyon hastalarının akıllarında tutması gereken bir konu da kol tansiyonunun gece uyku esnasında aşırı düşürülmesinden kaçınılması gerektiğidir. Kol tansiyonunun gece aşırı miktarda düşmesi uyku esnasında görme sinirinin hasar görmesine neden olabilir. Bu nedenle hipertansiyonunuzu tedaviedendoktorunuza glokom hastalığınız hakkında bilgi vermeniz faydalı olacaktır.

Glokom tedavisi için kullanılan ilaçlarının bazı yan etkileri mevcuttur.

Örneğin prostaglandin analoglarında gözde geçici kızarıklık, kirpiklerde uzama ve göz bebeğinde renk değişiklikleri görülebilmektedir. Ayrıca beta blokörleri astım hastalığının kötüleşmesine, nefes darlığına ve tansiyon düşüklüğüne yol açabilmektedir. İlaçların çoğu gözlerde kuruluk, batışma hissi ve alerjik reaksiyonlara yol açabilmektedir. Bu yan etkilerin hemen tümü, rahatsızlığa neden olan ilacın bırakılması halinde düzelmektedir.

Gözünüze damlattığınız damlalar ince bir kanal olan gözyaşı kanalı ile burun boşluğuna ulaşırlar. Burun içinden kana karışarak vücudunuza da yayılırlar. Damlanın damlatılmasından sonra gözünüzü kırpmanız damlayı gözyaşı kanalına iterek bu dolaşımı hızlandıracaktır. Bu nedenle damlanın damlatılmasından sonra gözün kırpılmaması, hafifçe kapatılması ve işaret parmağı ile gözyaşı kanalının ağzının bulunduğu gözyaşı pınarına 1–2 dakika ile baskı yapılması faydalı olacaktır.

Gözünüze birden fazla damla damlatmanız gereken durumlarda iki damla arasında ortalama 5 dakika süre geçmelidir. Ortalama bir şarkı süresi 2–3 dakikadır. Damlanın damlatılmasından sonra dinleyeceğiniz bir şarkı 2–3 dakika, 2 şarkı ise ortalama 5 dakika zaman geçirmenizi sağlayabilir. Bu uygulama genellikle saat alarmı kullanmaktan daha eğlencelidir.

Lazer ve cerrahi tedaviler genellikle ikinci seçenek olarak kullanılmaktadır.

İlaç kullanımını en aza indirmek ve göz içi basıncını bir miktar daha düşürmek amacı ile glokom hastalarına lazer tedavisi uygulanabilir. Bazı glokom hastalarında ise ilaç tedavisinden önce lazer tedavisi uygulamak gerekebilir. İlaç tedavisi ile göz içi basıncının istenilen seviyeye indirilemediği olgular ile ilaç kullanım sırasında sorun yaşayan hastalarda ise cerrahi tedavi gerekli olabilir. Bu kararın doktorunuzla birlikte tartışılarak alınması gerekir ve ameliyatın amacının göz içi basıncını istenilen seviyeye getirmek olduğu unutulmamalıdır. Ameliyattan sonra görmenizin artacağı gibi bir inanış içinde olmanız yanlıştır.

Gözünüze 1 yerine iki damla damlatmanızın önemi yoktur.

Gözünüz zaten bir damlanın çok az bir kısmını alabilir. Bu nedenle damlattığınız ilk damlanın büyük bir kısmı ve ikinci damlanın hemen tamamı gözünüzden dışarı akacaktır. İlk damlanın gözünüze damladığından emin olmamanız durumunda ikinci kez damlatmanızın her hangi bir zararı yoktur.

Glokom damlalarını günlük yaşantınızın bir parçası haline getirmeniz faydalı olacaktır.

Damlaların reçete edildiği gibi aksatmadan 12 saatte bir damlatılması çok önemli değildir. Damlaları daha kolay hatırlanabilecek bir aktivite ile ilişkilendirmek (kahvaltı, akşam yemeği, diş fırçalama v.b.) ilacınızı daha kolay hatırlamanızı sağlayacaktır. İlacın unutulmadan damlatılması, tam 12 saatte bir damlatılmasından daha önemlidir.

Damlanızın bir dozunu unuttuysanız, aklınıza geldiği anda damlatabilirsiniz. Diğer dozun saatinin yaklaşıyor olması önemli değildir. Dozu atladığınızı bir sonraki doz sırasında hatırlarsanız çok dert etmeyin. Glokomun tedavisinde bir tek dozun kendisinden çok tedavinin devamlılığı önemlidir.

GÖZ DAMLALARININ KULLANILMASI

Glokom tedavisi için size reçete edilen göz damlaları göz içi basıncının düşük kalmasını sağlayarak görme sinirinin hasar görmesini engellerler. Bu damlalar glokom tedavisinin temelini oluşturur.

Glokom için kullanmanız gereken damlaları kullanırken karşılaştığınız sorunlardan doktorunuzu mutlaka haberdar ediniz.

Bu konuda aşağıda bulacağınız bazı detaylar damlalarınızı daha rahat kullanmanıza yardımcı olacaktır

Uyarılar

*Doktorunuzun tavsiyelerine mutlaka uyunuz.

*Doktorunuzu kullandığınız tüm diğer ilaçlardan ve alerjilerinizden haberdar ediniz.

*Damlanızı damlatmadan önce ellerinizi yıkayınız.

*Damlalığın ucunun gözünüze veya başka bir yere değmemesine özen gösteriniz.

*Damlalığı temiz tutmaya özen gösteriniz.

*Birden fazla damla kullanıyorsanız ilk damladan sonra en az 5 dakika bekleyiniz. Aksi takdirde damlattığınız ikinci damla ilk damla henüz etki etmeden onu yıkayıp gözden uzaklaştıracaktır

*Tüm ilaçlarınızı çocukların ulaşamayacağı bir yerde muhafaza ediniz.

*Gözünüzün içine damladığından emin iseniz bir damla yeterlidir. Emin değilseniz, damlatacağınız ikinci damlanın bir zararı yoktur.

Damlanın damlatılması:

1.ayakta, otururken veya yatarken, başınızı geriye doğru yaslayınız. İşaret parmağınız ile alt göz kapağını aşağıya çekiniz

2.şişeyi mümkün olduğunca dik tutarak damlayı kapak ile göz arasındaki boşluğa damlatınız.

3.damlanın dağılması için gözünüzü kırpmayınız, sağa sola oynatmayınız

4.göz kapağını yavaşça bırakınız. Gözünüzü hafifçe kapayınız ama aşırı sıkmayınız.

5.işaret parmağınız ile göz pınarına 1-2 dakika bastırınız. Bu sayede damlanın gözden genizinize akması engellenmiş olacaktır.

6.damlalığın kapağını kapatınız.

7.gözünüzün çevresini hafifçe siliniz.

8.ikinci bir damla kullanıyorsanız damlatmadan önce 5 dakika bekleyiniz

Elleriniz titriyor ise:

Ellerinizi bileğinizden yüzünüze (Gözünüze değil)yaslayarak-bastırarak titremesini azaltabilirsiniz.

Bileğinize takacağınız yarım – bir kg’lık ağırlıklar da titremelerinizi azaltabilir

Damlayı gözünüze isabet ettiremiyorsanız:

Sırtüstü yatın, yüzünüzü bir miktar karşı tarafa doğru (damla koymayacağınız göze doğru) çevirin gözlerinizi kapayın, damlayı gözpınarının üzerine (burun ile göz arasına) damlatın. Gözlerinizi yavaşça açın ve başınızı damla koyduğunuz tarafa doğru hafifçe çevirin. Damlanın gözünüze girdiğini hissedeceksiniz. Gözünüzü kırpmayın ve tekrar hafifçe kapayarak 1–2 dakika bekleyin.

Damlanın gözünüze girdiğinden emin olamadıysanız aynı yöntemle bir damla daha damlatabilirsiniz. Bunun her hangi bir zararı olmayacaktır. Gözünüze damlatacağınız fazla ilaç gözünüzden dışarı akacaktır.

Damlalığı rahat tutamıyor musunuz?

Damlalığın rahat tutulamayacak kadar küçük olduğunu düşünüyorsanız (özellikle ellerinizde romatizmal hastalık mevcut ise) çevresine kâğıt havlu veya başka bir şey sararak daha kolay tutabilirsiniz.

Bazı damlalar için ise damlatmaya yardımcı cihazlar mevcuttur.

Prof. Dr. Ümit Beden

Göz Hastalıkları Uzmanı

www.umitbeden.com